Ufakken büyükler bağırırdı; "bi defa da komsunuza vermeyin ya", "bak görüyomusun, gene törki napoint. Tüh!!", "yok yok, Türk'ün Türk'ten başka dostu yok", "avrupa avrupa duy sesimizi..."
Bu sesler arasında büyüyünce insan, ister istemez bir gazla geçtik TV'nin karşısına. Sanki Şampiyonlar Liginde Barcelona ile final oynuyoruz... İnanç yüksek, şarkıyı seviyorum (ama İngilizce halini), sahne duruşundan dolayı Sibel Tüzün'ü seviyorum, tribünlerde nedendir bilinmez kameralar nereyi gösterse hep Türk bayrakları....
İnançlıyız, gazız, bu maçı alacağız başka yolu yok. Önce rakipler başlıyor bir bir... sıra bize gelince muhteşem bir gurur tablosu yaşıyoruz. Sonra oylamalar başlıyor. Fransa'nın verdiği 12 puan ile evde, arkadaşlarla kısa bir "lay lay laaaay hhaaaa Türkiye" çekiyoruz.
sonra bir de bakıyoruz ki son durumun bizle alakası yok.
Finlandiya birinci... Canavar !!! adamlar kaldırıyor kupayı.. ya bizim superstar? alla alla...
..........
...........
Ertesi gün biraz gündem de yararlanmak için oturdum net'in başına biraz bakayım dedim, neler oluyor, Avrupa'da bu işle ilgili neler konuşuluyor? Gördüm ki; konuyla ilgili yazı yazılan blogların bir çoğu, konuya girmeden önce eurovision song contest'in ne olduğunu açıklıyor. Adına da zaten Eurovision değil, "eurovision song contest" diyorlar.
Yani işin özeti, bizde olduğu gibi gündem oluşturan bir şey değilmiş. Hep derlerdi "bu işi avrupa'da pek önemsemezler" diye ama ben kendim de anlamış oldum...
Bu işi milli dava haline getirenler başında sanırım biz varız. Google'da “eurovision song contest” diye aratınca tüm dillerde 3.800.000 adet sonuç çıkıyor. Bu sonuçlara Türkçe içerik de dahil. Fakat sadece “eurovision” ve Türkçe içerik olarak arattığımızda 700.000 Türkçe sonuç çıkıyor.
Yani Türkçe içerik, tüm dünyadaki web girdisinin yaklaşık %20'si kadar, kaldı ki ülkemizde internet penetrasyonu daha yeni %9 oldu.
Ne kadar önemsiyoruz değil mi? Bence bu çok güzel bir şey. Keşke herkes bizim gibi olsa. Keşke bizim gibi 5 tane daha ülke olsa da, yarışma bambaşka bir hale gelse..
Yarışma tamamen oya dayalı bir sistem ve artık oylamanın da şekli değişti. TV show'larından ( sadece biz değil, tüm dünyanında alışık olduğu gibi) oylamayı cep telefonlarımız ile yapıyoruz. Ne kadar güzel bir gelişme. Artık halk kimi istiyorsa onu seçiyor. Yaşasın mobilasyon...
Olayın içine SMS girince bende hemen başladım incelemeye...
SMS'i dünya genelinde kimler kullanıyor.
Kazanan ülke kim?
Kazanan ülkenin şarkısı ne tarz?
bu tarzda bir müziği kimler dinliyor?
SMS oylaması haricinde başka oylama yöntemi yok mu?
Acaba Türkiye'den toplam kaç oy atıldı?
Emimin ki bu sorular sizlere bazı şeyleri şimdiden söylemiştir ama ben size bu soruların cevaplarını ve diğer önemli olduğunu düşündüğüm konuları aktarayım.
Kazanan ülke Finlandiya. Mobil iletişimin ilk bulunduğu ve kullanıldığı İskandinav ülkelerinden biri. Örneğin dünya devi Nokia bu ülkeden çıkmış markadır. Aynı şekilde, Turkcell'in ortağı olan Sonera Finlandiya'da %14'ü devlete ait bir kamu kuruluşudur.(%45 küsürü de İsveç'e ait)
Yarışmada Finlandiya'yı Lordi adlı rock grubu temsil etmiştir.
Finlandiya, müzik gelirinin çoğunu rock müzikten elde eden ve him, apocalyptica , nightwish, sentenced, children of bodom, amorphis, stratovarius... vs gibi ünlü rock gruplarına sahiplik eden bir ülkedir. Finlandiya'da rock gerçekten sevilir.
Rock müzik severler genelde(tüm dünyada); genç, teknoloji ile arası gayet iyi, biraz protest, gerektiğinde hakkını aramaktan çekinmeyen, kendi kendine geçinen ve pop kültürden ciddi şekilde baymış bir kitledir.
Cep telefonu kullanıcılarının en aktifleri (arama yapan, SMS alan ve atan, katma değerli servis kullananlar) ortalama 15 ila 35 yaş arasındadır. 35-50 yaşı ise bu işleri seyrek yapanlar olarak tanımlayabiliriz.
Finlandiya çok önceden, bazı bloglar ve websiteleri aracılığıyla tüm dünyaya, bu yıl bir rock grubuyla temsil edileceğini açıklamış ve dikkat çekmiştir. Kaldı ki grup üyeleri de saclarını başlarını boyayarak bu algı seviyesini iyice arttırmışlardır.
Bu bloglar yayılmış ve "votelordi" adlı bir kampanya başlatmışlardır.
Rock dinleyen ve aynı şekilde sağlam birer cep telefonu kullanıcısı olan bu kitle, yeni medya'da yayılan bu hareketi görmüş ve desteğin (WOM olarak) çığ gibi büyümesine katkıda bulunmuştur.
Ufaklığından beri, "ohh baby come to me", "yeah baby i miss you" gibi klişe sözlerden sıkılmış bu kitle, oy vakti gelince (protest yapıları dolasıyla) olaya el atmıştır.
Bu kişiler genel olarak lordi adlı grubun şarkısının kötü olduğunu fakat sadece rock olduğu için desteklenmesi gerektiğini söylüyor. Yani oy şarkıya değil, şarkının temsil ettiği rock müziğe verilmiştir.
Bu yarışmada daha önce hiç oy kullanmadığını ama bu yıl SMS attığını söyleyen kim varsa, oyunu lordi'ye vermiş. Zaten bu kişiler de yukarda bahsettiğimin kitlenin içinden...
Şimdi duruma bakınca, yeni yetişen neslin, ellerinde ki silahları kullanmayı gayet iyi öğrendiğini ve bazı kararları büyüklerinin elinden aldıklarını anlamış bulunmaktayız. Ya da büyüklerin (hiç farkında olmadan) karar yetkilerini bu gençlere bıraktığımızı...
Gelelim ülkemizde ki duruma....
Ülkemizde bu durum bir milli dava....Herkesin cep telefonu var. Ülkemiz genç nufüs. Yarışmayı izlemeyen neredeyse yok...
Oylama için tüm operatörlerde aynı olan 3002'ye SMS atmak yeterli.
Bir oy atmanın bedeli 5SMS/10 kontör. Yani milli dava olarak nitelendirdiğimiz bu yarışmada oy kullanmak için oy başına 1.2 milyon ödememiz gerek.
Bu yaratılan gelirin nasıl bir ticari model ile paylaşıldığını bilmiyorum. İşin içinde operatör var, Almanya'da veritabanı merkezi Dutch Twister Media Group olabilir ve en bombası 99 depreminde devletin bir defaya mahsus olarak talep ettiği (ve o günden bugüne tüm faturaların tam iki misli şişmesine sebep olan) "Özel İletişim Vergisi" var.
Ülkemiz bu fiyat ile yarışmada oy hakkı olan 38 ülke içinde tabi ki en pahalı olanlardan. Diğer ülkeler arasında bu hizmeti SMS başına 190kuruş/1.2 kontör olarak veren ülkeler bile var.
Ne olurdu bu yarışmaya katılım FoC yani bedava olsa. Herkes oy kullansa. En çok oy bizden atılmış olsa...Bu işe inancımızı arzumuzu göstersek.
Aslında bir bakima Allah'tan da olmadı bu dediğim yoğun katılım yoksa daha büyük bir rezalet bizi bekliyordu. 2004 senesinde Abdi İpekçi'de ki yarışmanın oylanması esnasında çıkan sorunları, bazıları hala unutmamışken, bu yılda da başka sorunlar çıktı.
Türkiye'den Bosna Hersek'e (kodu 13) oy atan kişiler, telefonlarına gelen şu SMS ile oldukça şaşırdılar;
"eurovision a katıldığınız için teşekkür ederiz oy verdiğiniz ülke no:14" no:14 yani Litvanya.
Sonradan operatörlerden gelen mesajda bu işin düzeltildiği falan filan yazılmış ama kim nereden bilsin ki... Hatta mide bir kez bulandı mı insanın aklına neler gelmiyor.
No: 13 Bosna. Yarışma sonunda Bosna için açıkladığımı puan 12
No: 14 Litvanya. Yarışma sonunda Litvanya için açıkladığımız puan 0.
Sanki yapılan hatanın üzerini örtmek için, litvanya'ya verilen tüm puanlar (litvanya ,bosna yada bir başkası ayırt edilmeden) hepsi topluca Bosna'ya verilmiş!!! (böyle olmadığını resmi bir açıklama yapılmadıkça kim ispatlayabilir)
Hazır konu oylama sistemine gelmişken bir kaç önemli şeyden daha bahsetmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi Türkiye, cep telefonu kültürünün iliklerimize kadar işlediği bir ülke. Teknoloji devi, dünya lideri olduğunu söyleyen opeatörlerimiz ve tüm dünyaya hizmet verdiğini söyleyen ASP'lerimiz (servis ve altyapı sağlayıcılar) var.
Fakat nedendir bilinmez, tüm dünya oylama sistemini hem SMS hemde IVR (yani aramalı ses sistemleri) üzerine kurmuşken biz sadece SMS ile oy kullanabildik.
Bu yıl oy hakkı olan 38 ülkenin 35'i hem SMS hemde arama ile oy servisi sundu. Sadece 3 ülke vardı arama ile oy kullandırmayan;
1. Andorra Prensliği: 68bin kişilik bir nüfusu var. Yarışmada 0 puan aldı ve sıralamaya giremedi. Haritada yerini bilmiyorum
2. Sırbistan Karadağ: 2003 yılında kurulan bu ülke yarışmada yarışmacı değildi. Sadece oy verme hakkı vardı.
3. Türkiye ???
Oylar değişir miydi derseniz? Evet kesinlikle değişebilirdi. SMS ile oy kullanan kitleyle, sesli arama yapıp oy kullanan kitle arasında ciddi bir yaş farkı var.
Bu yaş farkı emin olun müzik zevklerini de, dolasıyla verilen oyların renginide etkiler.
Biz finlandiya'ya 7 puan verdik.
Peki ya birinci finlandiya ile ikinci rusya arasinda ki puan farkı 50 değilde 4 olsaydı. O zaman biz sonuçlara etki etmiş olmayacak mıydık?
Not1: Demin daha detaylı bilgi almak için TRT'de bu yarışmanın yetkilisi olan kişiyi aradım. Kendisinden atılan oylar ile ilgili bilgi soracaktım fakat yurtdışından yeni geldiğini, o yüzden işe yarın geleceğini söledir. Eğer bir bilgi alabilirsem buraya ekleyeceğim.
Not2: bu tarz televoting sistemleride, bir kişinin bir yarışmacıya en fazla bir oy hakkı bulunması gerektiğini düşünüyorum. Eurovision'da olduğu gibi diğer yarışmalarda da aynı durum söz konusu...
Örneğin bu sene yapılan Kral Müzik Ödüllerinde bir arkadaşımın babası katıldı. İsmi bende saklı ama ödül için ne kadar uğraştıklarını söyleyeyim size.
Tüm aile, hatta sülaleye hatta mahalleye dağıtılan binlik kontörler ile herkes bir hafta boyunca durmadan SMS attı.
Sonuç? Tabi ki kazandılar. Umarım ödül sayesinde patlayan kaset satışlarından bu maliyeti çıkartırlar. Sanki fazlasıyla çıkartırlar gibi....
Olayı biraz daha özetleyeyim. Geçen hafta bir arkadaşımla bir program yazdık. Olay içinde simcard olan bir GSM modemin durmadan SMS atmasını sağlayan bir program.
Sabah başlıyor çalışmaya ve günde yaklaşık36bin SMS atıyor. Bu haftada 200.000 civarı SMS demek. Emin olun Kral TV'de sizi istediğiniz dalda birinciliği getirebilecek bir sistem.
Yani varsa isteyen gelecek yıl (200.000 X 22 lira) 4.400.000 Lira'ya kendisini dilediği dalda birinci yapabilirim. Yani ödüller parayla....
Ama herkesin oy sınırı olursa bu iş ticaretten çıkar, gerçek bir oylamaya döner...